Müteahhitler yurt dışında bugüne kadar 482 milyar dolarlık iş üstlendi

Türk müteahhitlik sektörünün 1972’den bu yılın temmuz sonuna kadar, toplamda 134 ülkede tamamladığı 11 bin 768 proje hakkında önemli bir bilgi verildi. Bu sektör, özellikle Rusya ile gerçekleştirdiği iş birlikleriyle ön plana çıkmaktadır. Türk müteahhitlik sektörü, 134 ülkede tamamlanan projelerle dünya genelinde büyük bir başarı sağlamıştır. Özellikle Rusya, bu sektörle en fazla iş birliği kurulan ülke olarak önemli bir konuma sahiptir. Yıllardır süregelen tecrübe ve uzmanlık sayesinde Türk müteahhitlik sektörü, uluslararası alanda yüksek standartlarda projelere imza atmaktadır. Türk müteahhitlerin kaliteli çalışmaları ve başarılı iş birlikleri, sektörün dünya genelinde tanınan bir marka haline gelmesini sağlamıştır. Türk müteahhitlik sektörü, yalnızca projelerin tamamlanmasında değil, aynı zamanda uzun vadeli iş birliklerinin oluşturulmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Bu sayede, Türk müteahhitler dünya genelinde güvenilir ve başarılı bir iş ortağı olarak tercih edilmektedir. Türk müteahhitlik sektörünün Rusya ile olan iş birlikleri, her iki ülkenin de ortak çıkarlarına olumlu yönde katkı sağlamaktadır. Bu iş birlikleri, Türk müteahhitlerin tecrübe ve uzmanlıklarını Rusya pazarında değerlendirmesine olanak tanımaktadır. Sonuç olarak, Türk müteahhitlik sektörünün uluslararası arenada elde ettiği başarılar ve özellikle Rusya ile olan iş birlikleri sektörün önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Türk müteahhitler, kaliteli çalışmaları ve uluslararası projelerdeki başarılarıyla dünya genelinde kendilerine önemli bir yer edinmişlerdir.

Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Türk müteahhitlik sektörü, 1972 yılından bu yılın temmuz sonuna kadar tam olarak 134 farklı ülkede 11.768 proje gerçekleştirerek, tamı tamına 482 milyar dolar değerinde bir katkı sağladı. Geçtiğimiz yıl ise sektör, toplamda 371 proje üstlenirken bu projelerin toplam değeri ise 16.2 milyar dolar olarak kaydedildi. 2021 yılında ise Türk firmaları yurt dışında üstlendikleri projelerin toplam değeri 30.7 milyar dolara yükseldi. Bu dönem içerisinde kayıtlara geçen projelerin sayısı ise 443 olarak belirlendi.

Bu güncel verilere göre, Türk müteahhitlik sektörü, hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük bir başarı elde etmiş durumda. Sektörün hızla büyümesi, ülkemizin inşaat ve müteahhitlik alanında dünya çapında bir güç haline gelmesini sağlamaktadır. Bakanlığın kaydettiği rakamlar, Türk firmalarının uzmanlık alanlarını ve kalite standartlarını göstermektedir. Türk şirketlerinin yabancı ülkelerdeki projelerde yer alması, ülkemizin inşaat sektöründeki yeteneklerinin ve deneyiminin uluslararası platformlarda da takdir edildiğinin bir kanıtıdır. Bu şekilde sağlanan gelirler, Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır ve sektörümüzün ihracata olan bağımlılığını azaltmaktadır. Türk müteahhitlik sektörünün bu etkileyici performansı, sektördeki şirketlerin yetenekleri ve profesyonelliğiyle birlikte, Türkiye’nin inşaat kalitesine olan güveni ve talebi yükseltmektedir. Böylece Türk müteahhitler, dünya genelinde tercih edilen ve takdir edilen bir pozisyona sahip olmaktadır. Sonuç olarak, Türk müteahhitlik sektörünün başarısı, sektörün dinamizmi ve profesyonelliği sayesinde artmaya devam etmektedir. Türk firmaları, yurt içinde ve yurt dışında üstlendikleri projelerle, Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil etmektedir. Bu durum, ülkemizin uluslararası alanda güçlü bir oyuncu olduğunu göstermektedir ve Türk müteahhitlik sektörünün geleceği için umut verici bir işaret olarak değerlendirilmelidir.

2023’ün ilk 7 ayındaki projeler

2023 yılının ocak-temmuz döneminde sektör, tam olarak 120 farklı projeyi üstlendi. Yapılan kayıtlara göre bu projelerin toplam bedeli 8 milyar 933 milyon 299 bin dolar olarak belirlendi. İlk 7 aylık periyotta gerçekleştirilen projelerin ortalama bedeli ise 74,4 milyon dolar olarak hesaplandı. Bu rakam, sektördeki projelerin genel bir değerlendirilmesi için önemli bir gösterge niteliği taşımaktadır.

Sanatın Tarihsel Gelişimi Sanat, insanlık tarihinde önemli bir rol oynamış ve çeşitli dönemlere bağlı olarak evrilmiştir. Bu içeriğimizde, sanatın tarihsel gelişimini inceleyeceğiz. Sanatın kökenleri, tarih öncesi dönemlere kadar uzanmaktadır. İlk insanlar, mağara duvarlarına resimler yaparak, iç dünyalarını ifade etmişlerdir. Bu dönemde sanat, genellikle insanların avcılık faaliyetlerine yönelik betimlemeler içermekteydi. Bu betimlemeler, hem estetik bir amaç taşıyor hem de avcılık teknikleri ve ritüelleri ile ilgili bilgi veriyordu.

Antik çağlarda sanat, büyük medeniyetlerin gelişimiyle birlikte daha da önem kazandı. Mısır, Yunan ve Roma gibi uygarlıklar, heykel ve mimari alanında büyük başarılara imza attılar. Tapınaklar, saraylar ve heykeller, bu dönemde sanatın ana odak noktalarıydı. Yunanistan’ın Klasik Döneminde, özellikle heykel sanatında ünlü eserler yaratıldı ve bu dönem, sanatın en büyük zirvesini temsil etti. Ortaçağda ise sanat, genellikle dini motiflerle dolu olduğu için kiliselerde ve manastırlarda hızla gelişti. Gotik mimari bu dönemde büyük bir ilerleme kaydetti ve katedrallerde görkemli yapılar ortaya çıktı. Minyatür resim ve vitray camı da Ortaçağ’da büyük ilgi gören diğer sanat dallarıydı. Rönesans dönemi, sanat tarihinde bir devrim niteliği taşır. İtalya’nın Floransa kentinde başlayan bu dönem, sanatta bir yenilenme ve canlanma dönemi olarak kabul edilir. İnsan anatomisi ve doğanın gerçekçi bir şekilde resmedilmesi, rönesans resim sanatının temel özellikleridir. Michelangelo ve Leonardo da Vinci gibi büyük sanatçılar, bu dönemde öne çıkmıştır. 19. yüzyıl, sanatta modernizmin başladığı bir dönemdir. İmpresyonizm, post-empresyonizm ve dadaizm gibi akımlar, sanatta yenilikçi ve deneysel bir bakış açısının doğmasına yol açmıştır. Sanatçılar, gerçekçilik yerine duygusal veya soyut bir ifade arayışına yönelmişlerdir. Günümüzde ise sanat alanında farklı akımlar ve teknikler görülmektedir. Soyut sanat, enstalasyon ve dijital sanat gibi yeni formlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca performans sanatı ve görsel-işitsel çalışmalar da popülerlik kazanmıştır. Sanatın tarihsel gelişimi, hem toplumun değişen değerlerini yansıtır hem de sanatçıların dönemlerine özgü olan ifade biçimlerini incelememizi sağlar. Sanat, insanları düşündürmeye ve duygusal bir etki yaratmaya devam ederken, tarihsel olarak da sürekli bir değişim ve evrim içerisindedir.